17 Ağustos 2007 Cuma

Brittany Lietz 20 Yaşında Cilt Kanseri oldu..

Geçen Ocak ayında 21 yaşındaki Brittany Lietz, diğer güzel kadınlarla birlikte Las Vegas'taki Aladin Resort and Casino'da sahneye çıktı. Hepsi de Amerika Güzeli olmak istiyordu. Sonunda kazanamadı, hatta finalistler arasında bile değildi. Yine de o gece kendisi için bir başarıydı. Çünkü 2006 Maryland Güzeli Brittany, okul harçlığını çıkarmak üzere başladığı yolda amacını inanılmaz hikayesini insanlarla paylaşmaya ve hayat kurtarmaya adadı.
Sadece bir yıl önce Brittany, cilt kanserinin en tehlikeli türü olan melanoma hastalığından kurtulmak için bir dizi ameliyat geçirdi. Bu kanser türü son yıllarda 20-30 yaş arasındaki kadınlar arasında çok sık görülüyor. Amerikan Kanser Topluluğu'nun bildirisine göre 20-29 yaşları arasındaki kadınlarda görülen en yaygın ikinci kanser türü bu.
"15 yıl önce dermatolog diplomamı aldığımda, kanser bir yaşlı hastalığıydı" diyor New York Mount Sinai Tıp Okulu Klinik Dermatoloji Profesörü James Spencer. "Bugünse, geçtiğimiz ay 20'li yaşlarında bir kızı tedavi ettiğimi söyleyebilirim."
Cosmo'nun da dediği gibi pek çok uzman, güneşlenmenin ve solaryum merkezlerinde bronzlaşmanın yaygınlaşması sonucu cilt kanserinin de arttığı konusunda hemfikir.
Brittany'nin de onlara katılması için çok önemli bir sebebi var. Kendisine melanoma 1B teşhisi konduğu sırada (yani kanserli hücreler cilde yayıldığı evrede) Brittany üç yıldır solaryum salonlarında cildini yakıyordu. Şimdi kanserden kurtuldu ama tedavilerden bıkmış bir halde ve kendisini bronzlaşmanın tehlikeleri konusunda panolarında Amerika Güzeli olarak yer alan ayaklı bir duyuru gibi görüyor. "Ameliyatlarımın ardından" diye söze başlıyor, "Bu unvanın önemli bir platform olabileceğini fark ettim."

Bronzlaşma Tutkusu
Brittany, dar yüz hatlarına sahip, açık mavi gözlü ve şu sıralar oldukça solgun bir cilde sahip, tam bir sarışın. Hikayesini anlatırken kanserin tehlikelerinden bahsederken bile sesinde sakin, vurgusuz bir ton var.
"Ne zaman bronzlaşmaya başladığımı hatırlıyorum" diyor Brittany. "2002 yılıydı ve 17 yaşında bir lise öğrencisiydim. Doğduğum şehir Maryland'de mezuniyetime hazırlanıyordum. Beyaz bir elbise giyecektim ve bronz bir tenle harika duracağını düşündüm. İlk kez bir solaryum salonundan içeri girdim." Söylediğine göre kendisi büyürken ailesi de güneşlenme konusunda sık sık uyarıda bulunurmuş.
"Brittany çocukken öyle solgundu ki her zaman cildinden endişe duyardım" diye anlatıyor annesi Nancy Lietz. "Ailece sürekli koruma faktörlü krem kullanır, şapka takar ve asla güneşin altında yatmazdık." Tüm bu önlemlere rağmen Brittany çocukken çok ciddi şekilde güneş yanığı olmuş. "Gölgede, korumalı krem kullandığım ve şapka taktığım halde" diye ekliyor kendisi de.
Maryland, Annapolis'ten Brittany'nin doktoru Beth Diamond "Bu erken yaştaki güneş yanığının onun hücrelerinin melanoma olacak kadar neden hassaslaştığını açıklıyor" diyor. "Çocukken alınan güneş yanıkları melanoma riskini çok artırır" diye uyarıyor Dr. Diamond. Tabii solaryumun da aynı etkiyi yaptığını da sözlerine ekliyor.
Fakat Brittany ilk kez bir solaryum salonuna gittiğinde bunun farkında değildi. Sadece tıpkı arkadaşları gibi kendisinin de yanık tenli çok hoş göründüğünü düşündü. "Medya da yanık teni sağlıklı ve çekici olarak gösteriyor, ben de bunun bir parçası olmak istedim" diyor.
Mezuniyet bittikten sonra da Brittany bronzlaşmayı sürdürdü. Bu seanslar zaman zaman yanıklara da sebep oldu. Pek çok kişinin bildiğinin aksine solaryum yatakları da güneş gibi UV ışınlarından kaynaklanan yanıklara sebep oluyor diye açıklıyor Dr. Spencer. Brittany neredeyse moraracak kadar yandığını itiraf ediyor ve sonraki iki buçuk yıl boyunca solaryum seanslarını sekiz dakikadan 25 dakikaya, haftada ikiden de dört sefer çıkardığını anlatıyor.
"Geriye dönüp baktığımda neredeyse bir bağımlı gibi görüyorum kendimi. UV ışını altında olmaktan bir çeşit mutluk duyuyordum" diye anlatıyor. Abartmıyor olabilir: Yapılan bir araştırmada UV ışınlarının, uyuşturucu bağımlılarınınkiyle aynı bağımlılığı yarattığı tespit edilmiş.
Annesi onu vazgeçirmeye çalışmış, özellikle de Brittany'nin ten rengi konusunda ikna olmadığını görünce. Bu tıpkı anoreksi hastalarının zayıflıklarının farkına varmamalarına benziyor. "Brittany 'Çok solgunum' diyordu, ben de ona 'Saçmalama! Öyle koyusun ki kendini göremiyorsun!' diye cevap veriyordum."

Ciddi Sonuçlar
Baltimore'un dışındaki Towson Üniversitesi'ndeki ikinci yılında ciltteki hasar kendini göstermeye başlamış. İlk olarak Brittany'nin annesi kızının cildinin sürekli soyulduğunu fark etmiş. Daha sonra ailece 2004 yazında, Brittany 19 yaşındayken yaptıkları bir tekne seyahatinde kızının sırtındaki tuhaf görünümlü beni fark etmiş.
"Bu kanserin en başıydı" diye hatırlıyor doktorunun kendisine söylediğini. Asimetri, sınırlarda belirsizlik, renk değişimi ve kurşun kalem silgisinin çapından daha büyük bir ben. Onun beni bozuk para boyunda ve kırmızıymış. Yine de Brittany bir dermatologa görünmeyi ihmal etmiş. "Cilt kanserinde sorun, kendinizi hasta gibi hissetmemeniz" diyor, "ben de iyi olduğumu düşünüyordum. Bronzlaşmaya çalışan pek çok genç kadın gibi O da kanser riskini pek ciddiye almamış ve solaryum salonunu haftada birkaç kez ziyaret etmeyi sürdürmüş.
Dokuz ay sonra sırtındaki ben sutyen askısına takılıp kanamaya başlamış. Böylece Brittany Dr. Diamond'a muayene olmaya karar vermiş. "Basit bir kesik olduğunu ve geçeceğini düşündüm" diyor. Fakat Dr. Diamond ilk bakışta tehlikeyi anlamış ve ameliyat için ertesi güne randevu vermiş, aldığı beni de hemen patolojiye göndermiş. Ameliyat lokal anesteziyle yapıldığı halde acı verici olmuş. Doktorlar tüm beni alabilmek için çok derine girmek zorunda kalmış.
Ardında korkutucu teşhis konmuş: Melanomanın 1B adı verilen aşaması. Yine de bir şekilde şanslıymış hasta; kanser daha derine inseymiş vücudundaki diğer organlara yayılmasını engellemek için kemoterapi ve radyasyon tevdisi gerekebilirmiş. "Bunu duyduğumda kendime böyle bir şeyi yaptığım için çok kızdım" diyor Brittany.
Beş yıllık erkek arkadaşı Joe Cicala o günleri şöyle anımsıyor: "Brittany doktordan çıktıktan sonra bana geldi. Ağlıyordu. O anda durumun ne kadar ciddi olduğunu anladım." Kişi lise yıllarından beri beraber ve Brittany Joe'nun kendisine bronzlaşmaktan vazgeçmesini söylediğini hatırlıyor. Yine de sonucun bu kadar ciddi olabileceğini düşünememiş.
Bu ben yalnızca başlangıçmış. Teşhisten birkaç gün sonra Brittany'nin doktoru tüm vücudunu kontrol etmek istemiş. Çünkü melanoma olan bir hastanın vücudunda bunun yayılma olasılığı çok fazla. Sonraki iki ay boyunca diğer tuhaf görünüşlü benlerden kurtulmak ve onların biyopside incelenmesi için 15 ameliyat daha geçirmiş. Toplam ameliyat sayısıysa 26'dan fazla. "Neyse ki diğer benler kanserli hale gelmemişti fakat hepsi de kanser öncesi durumdaydı, yani kansere dönüşme olasılıkları çok yüksekti" diyor Brittany.

Bitmeyen Hikaye
Brittany'nin taşıdığı yaralar hem fiziksel hem de ruhsal. Geçirdiği ek çok operasyon vücudunda kurşun kalem silgisi derinliğinden 7 cm derinliğe kadar pek çok iz bırakmış. İlk geçirdiği operasyondan kalan 20 cm'lik yarayı saymaya bile gerek yok. "Dizimde, belimde, kalçamda ve dizimde yaralar var" diyor Brittany. "Bazen biyopsi sonuçları doğrultusunda iki üç kez aynı yeri açıp tüm kanser öncesi dokuyu temizledikleri oldu."
Söylediğine göre cilt kanseri fiziksel zararları dışında insanı hayat boyu rahat bırakmayacak bir korku yaratıyor. "Ameliyattan sonra iyileşiyorsunuz ama yine de melanomanın yeniden belirme riski çok yüksek ve üstelik beyin tümörü olasılığı da var." Teşhisten sonraki ilk birkaç ay en zoru: Brittany kanserin yayılmadığından emin olmak için lenf testi yaptırmış, akciğerlerine bakılması için röntgen çektirmiş, pek çok biyopsi ve sonogram gerekmiş.
O şimdi iyi ancak cilt kanseri beklenmedik bir hastalık. Şimdiden tetikte olmak için cildini sürekli kontrol ediyor ve altı ayda bir doktor muayenesine gidiyor.

Büyüyen Salgın
Melanoma hakkındaki istatistikler oldukça dikkat çekici. Öyle ki bu hastalık yeni kanserlerin yüzde dördünü oluşturuyor ve cilt kanserinden ölümlerin dörtte üçünden sorumlu. Diğer türleri, temel hücre ve skuamöz hücre metastaz yapmıyor ve öldürücü de değiller. Amerikan Kanser Birliği her yıl bu iki kanser türünde 1 milyon yeni vaka tespit edildiğini söylüyor.
"Her üç türdeki kanser de geçtiğimiz on yıl içinde çok yaygınlaştı" diye açıklıyor Weill Cornell Tıp Okulu Dermatoloji Başkanı Richard D. Granstein. Melanoma bir istisna değil: 1980'den bu yana melanoma her yıl yüzde üç artmış.
Bu büyümenin sebebi de hem ozon tabakasının incelmesi sonucu güneşten gelen UV ışınları hem de daha önce de belirttiğimiz gibi solaryumdan alınan UV ışınları.
Kanıt öylesine güçlü ki Sağlık Bakanlığı açık havada ya da iç mekanda alınan UV ışınının kanserojen olduğuna şüphe yok. "Bilimsel araştırmalar cildin yanmasının kansere sebep olduğunu kanıtlıyor" diye açıklıyor Yale Tıp okulu Dermatoloji ve Cerrahi Profesörü David. J. Leffell. "Sigara ya da alkol satın alacak yaşa gelmeyen çocuklar bile solaryum salonlarına gidiyor." Brittany'nin teşhis sonrası yaşadıkları da kendisine yeni bir yol çizmesine sebep olmuş. Liseyi bitirdiğinde doktor olmak isterken hastalıkla mücadeleden sonra pediyatrik onkoloji hemşiresi olarak hastalıkla mücadele etmeye kara vermiş.

ŞAŞIRTICI GÜNEŞ GERÇEĞİ 1
Dışarıda Egzersiz Yapmak Kanser Riskini Artırır
Yeni bir araştırmaya göre açık havada antrenman yapan maraton koşucularının her üç cilt kanseri türüne de yakalanma riski yüksek.
Daha fazla araştırma gerektiren bir rapor daha: Yoğun antrenman bağışıklık sistemini zayıflatabilir bu yüzden de vücudunuz cilt kanserine sebep olan hücre bozulmalarıyla savaşamaz hale gelir diyor araştırmanın başyazarı Christina M. Ambros-Rudolph.
Yine de ölçülü şekilde egzersiz yapan kadınlar risk altında değil. Bilim adamları terleme sonucunda UV ışınlarının cilde daha kolay nüfus edebileceğini söylüyor. Elbette koşucuların da yüksek korumalı güneş ürünleriyle antrenman yapması gerekiyor.
Dip not: Ne şekilde egzersiz yaparsanız yapın güneşe çıkarken en az 15 korumalı bir ürün kullanın.

ŞAŞIRTICI GÜNEŞ GERÇEĞİ 2
Doğal Koyu Ten Rengi Risk Faktörüdür
Yanlış anlaşılmasın: Hiç kimsenin cilt kanserine karşı bağışıklığı yoktur. Miami Üniversitesi Tıp Okulu tarafından geçen yıl yapılan bir araştırma koyu tenli ırkların UV ışınlarını yansıtma özelliği sayesinde melanoma olma riski daha az olsa da onlardaki hastalık daha geç teşhis ediliyor.
Neden? Çünkü melanomaya yakalanacaklarını tahmin etmiyorlar ve koyu tenli oldukları için güneş koruması kullanmıyorlar, ciltlerini muayene ettirmiyorlar ve/veya koyu lekeleri fark etmekte zorlanıyorlar diye açıklıyor araştırmanın yazarlarından doktor Robert S. Kirsner. Sonuç olarak da teşhis gecikiyor ve hatta melanoma öldürücü hale gelebiliyor.
Renginiz ne olursa olsun güneşten daima korunun ve cilt renginizin sizi doğal olarak koruyacağı gibi yanlış bir kanıya kapılmayın.

ŞAŞIRTICI GÜNEŞ GERÇEĞİ 3
Sadece Çocukluktaki Güneş yanıkları Kansere Sebep Olmuyor
Çocukluğunuzda güneş yanığına maruz kaldığınız için artık güneş koruması kullanmanızın yersiz olduğunu sanmayın çünkü cildiz zaten zedelenmiş durumda. Cilt hasarları giderek artar, bu da demek oluyor ki güneşe ne kadar korumasız şekilde maruz kalırsanız kanser riski o kadar artar.
"Çocukluktaki su toplamaya neden olacak en ufak bir güneş yanığının bile ergen yaşlarda melanoma riskini ikiye katladığını biliyoruz" diyor Yale Tıp Okulu Dermatoloji profesörü David J. Leffell. "Ayrıca güneş yanıkları her yaşta cilt hücrelerinde kanser mutasyonlarına yol açabilir ve bu mutasyonlar arttıkça risk de artar."

ŞAŞIRTICI GÜNEŞ GERÇEĞİ 4
Gözlerinizin de Korunmaya ihtiyacı Var
Gözde cilt kanseri korunmasız şekilde UV ışınlarına maruz kalındığında ortaya çıkar. Gözlerinizi, büyük, güneş ışınlarının yanlardan girmesini engelleyecek gibi çepeçevre saran gözlüklerle koruyun diye öneriyor Ohio'daki Waterloo Üniversitesi Optometri Fakültesi yardımcı Profesör Ralph Chou. Seçeceiniz gözlükte yüzde 100 UV koruması özelliği olmasına dikkat edin ki hem UVA hem de UVB ışınlarını filtre edebilsin.

ŞAŞIRTICI GÜNEŞ GERÇEĞİ 5
Saçlarınız Bazı Şeyleri Saklıyor Olabilir
Mesela kafa derinizdeki cilt kanserini. Buradaki kanser, vücudun diğer bölgelerindekilere göre çok daha saldırgandır. Sebebi de çoğu zaman temel hücreden daha tehlikeli olan skuamöz hücre oluşumuna meyilli olması. Yine de bunarlın ikisi de melanoma kadar öldürücü değiller diye anlatıyor UCLA Dermatoloji profesörü Andrew Kaufman

Köpeğinizi Koruyun
Köpekler de cilt kanseri riskiyle karşı karşıyadır, özellikle de skuamöz hücreyle. Açık pigmentli cilde sahip köpeklerde risk daha da yüksektir. Dört ayaklı dostunuzu bu hastalıktan korumak için güneş altında uzun saatler dolaşmasına izin vermeyin.

Dermatologunuzdan Randevu Alın
Şüpheli bir ize rastlarsanız hemen bir doktora görünün. İhmal etmek çok daha ciddi sonuçlara yol açacaktır.
* Daha önce muayene olduğunuz bir dematologu tercih edin. Yeni hastalar için ilk randevuyu almak daha güç olur ve doktorun ilk görüşte sağlıklı bir muayene yapabilmesi de zorlaşır.
* Eğer randevu almakta zorlanıyorsanız doktorun sekreterine "Endişeleniyoruz, sanırım ciddi bir durum" gibi cümleler kurun. Size bir randevu ayarlayacaktır.
* Lekeyi detaylı şekilde tarif edin. Sadece "garip" demeyin, kanayıp kanamadığını, renkli olup olmadığını vurgulayın. Bu işaretler hayati önem taşıyabilir.

"Güneş Koruyucu Ürünler Her Mevsim Kullanılmalı"
JFK Hastanesi'nden Dermatolog Eda Kumbasar, cilt kanserinden korunmak için güneş koruyucuları doğru kullanmak gerektiğini söylüyor.
"Güneş koruyucuların etkisi yarım saatte baslar ve 3-4 saatte biter. Her ne kadar
suya dayanıklı oldukları düşünülse de yine de her suyla temastan sonra tekrar edilmeli. Bu ürünler sadece yaz aylarında değil, diğer mevsimlerde de kullanılmalı. Kışın kapalı havalarda bile UV ışınlarının bulutlardan geçtiği filtre edilmediği unutulmamalı. Özellikle ofis ortamında çalışan kişiler için bilinmesi gereken UV ışınlarının camdan geçtiği ve UV hasarının oluştuğudur. Güneş alan kapalı mekanlarda da bu yüzden mutlaka güneş koruyucular kullanılmalı. Yaz aylarında 11-15 saatleri arası güneşe çıkılmamalı. Şapka, UV filtreli güneş gözlükleri ve koruyucu giysiler giyilmeli. Deri kanserinden korunmanın en
önemli yolu ilk 18 yaşına kadar güneşten korunmaktır. Çocukluk çağında alınan UV hasarı, su kabarcıklarıyla giden 2. derece yanıklar, tekrarlayan güneş yanıkları, solaryuma girmek deri kanseri riskini arttırır. Hem erişkinlerin hem de çocukların güneşten korunmaları deri kanserini önlemede gerekli."